19 Mart 2013 Salı

Bence kitap...

Nasıl der insanoğlu? Çok okuyan mı çok gezen mi?
Ben öğrenci olduğum için fazla gezemiyorum, istemiyor muyum zannediyorsunuz? Tabii ki istiyorum ama şartlar malum... Neyse bu konular beni meşgale etmeli sizi değil :)
Dediğim gibi gezemediğim için okumayı seçtim bende.  "Halit Ziya Uşaklıgil'in Mai ve Siyah" romanını okumayı düşünüyorum ki neden düşünüyorum bilmiyorum. Adamın adından mıdır, yoksa bir zamanlar herkesin ağızında olan Aşk-ı Memnu romanından öne çıkmış karizmasından mıdır bilmiyorum. Servet-i Fünun döneminin en iyi romancısıdır kendisi. Edebiyat ile haşır neşir insanlar çok iyi bilirler ki o dönemin en iyi iki eserini bu beyefendi yazmıştır. Biz insanlar (Türklerden bahsediyorum) çok fazla kitap ayırırız ve kitabın arka kapağını incelemek yerine (çünkü kitap neyi anlatıyor niye anlatıyor ya da kitaptan herkesin hoşuna gideceği tahmin edilen kısmını yazarımız oraya da koyar) şöyle bir sayfaları 3-5 karıştırdıktan sonra ve can alıcı nokta benim için o rüzgarıyla kitap sayfalarının kokusu yüzüne şöyle bir çarpıldıktan sonra eğer kitabı beğenirsek alıyoruz. Evet kitap kokusu... dünyada ki en güzel kokular arasına girmeli bence.
Bakın bu da kitap okumak için bir neden mesela... Kokusu... her kitabın kendine has kokusu vardır ve kokular bence kitabın içeriği hakkında da bilgi verir ama nadiren yanıltır. Bunu size anlatmayacağım çünkü bir şeyler bilmeyene anlatılır ve kitap kokusunu bilmeyen kişilerle bunu tartışmaya niyetim yok bu konuda netim. Siz okumaya ve okutmaya devam edin. Hoşçakalın...